Turc - Anglais
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais Phrases
Synonymes
Phrases
Outils
Ressources
A propos de nous
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
Éteindre les lumières
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonymes
Outils
Ressources
A propos de nous
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
EN-TR
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Espagnol - Anglais
Français - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais Phrases
Turc - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Allemand - Anglais
Cacher l'historique
Détails de l'historique
Effacer l'historique
Historique :
taşımacılık modları
rufous-winged antwren
in the firing line
erwarten sie ein baby
atış gözlüğü
avuç avuç
Historique
Phrases
Sens de
"avuç avuç"
dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 4 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
General
1
General
avuç avuç
largely
adv.
2
General
avuç avuç
by handfuls
adv.
Phrases
3
Phrases
avuç avuç
by the handful
expr.
Colloquial
4
Colloquial
avuç avuç
hand over fist
expr.
Sens de
"avuç avuç"
avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 140 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
Common Usage
1
Common Usage
avuç içi
palm
n.
Let me read your
palm.
Avuç içini
okuyayım.
More Sentences
2
Common Usage
avuç
palm
n.
Tom's
palms
were sweaty.
Tom'un
avuçları
terlemişti.
More Sentences
General
3
General
avuç dolusu
fistful
n.
She grabbed a
fistful
of sand.
Bir
avuç dolusu
kumu eline aldı.
More Sentences
4
General
bir avuç
a handful
n.
After a month, however, there was still only
a handful
of observers.
Ancak bir ay sonra hala sadece
bir avuç
gözlemci vardı.
More Sentences
5
General
avuç
handful
n.
A mere
handful
sees support from the government of Gujarat State.
Sadece bir
avuç
insan Gujarat Eyaleti hükümetinden destek görmektedir.
More Sentences
Colloquial
6
Colloquial
avuç dolusu
hand over fist
expr.
Tom made money
hand over fist.
Tom
avuç dolusu
para kazandı.
More Sentences
Medical
7
Medical
avuç
palm
n.
My
palms
are damp.
Benim
avuç
içlerim nemli.
More Sentences
8
Medical
avuç içi
palm
n.
Tom's new puppy is so small he can fit into the
palm
of your hand.
Tom'un yeni köpek yavrusu
avucunun içine
sığabilecek kadar küçük.
More Sentences
Anatomy
9
Anatomy
avuç içi
palm
n.
Tom had his
palm
read.
Tom
avuç içini
okuttu.
More Sentences
General
10
General
avuç içinde görülen yaşam çizgisi
life line
n.
11
General
avuç
palm of the hand
n.
12
General
avuç içi ve ayak tabanlarındaki deri çizgilerinin kıvrımlar yaparak oluşturdukları özel şekil
dermatoglyphic
n.
13
General
avuç dolusu
handful
n.
14
General
avuç dolusu
handsful
n.
15
General
avuç
thenar
n.
16
General
avuç içi oyun
handheld video game
n.
17
General
bir avuç meraklı turist
handful of curious tourists
n.
18
General
birleştirilmiş avuç
cupped hands
n.
19
General
bir avuç insan
a handful of people
n.
20
General
avuç izi
palm print
n.
21
General
avuç içi izi
palm print
n.
22
General
avuç içimizde bulunan hayali üçgenin açılarından biri
third angle
n.
23
General
avuç içimizde bulunan hayali üçgenin açılarından biri
middle angle
n.
24
General
avuç içinde kalp, yaşam ve akıl çizgilerinin oluşturduğu düşünülen üçgen
triangle of mars
n.
25
General
avuç içinde kalp, yaşam ve akıl çizgilerinin oluşturduğu düşünülen üçgen
great triangle
n.
26
General
(avuç içi) kader çizgisi
line of fate
n.
27
General
(avuç içi) kader çizgisi
line of destiny
n.
28
General
(avuç içi) kader çizgisi
line of saturn
n.
29
General
(avuç içi) aşk çizgisi
line of heart
n.
30
General
(avuç içi) aşk çizgisi
heart line
n.
31
General
(avuç içi) aşk çizgisi
love line
n.
32
General
(avuç içi) aşk çizgisi
mensal line
n.
33
General
(avuç içi) hayat çizgisi
line of life
n.
34
General
(avuç içi) yaşam çizgisi
line of life
n.
35
General
(avuç içi) hayat çizgisi
life line
n.
36
General
(avuç içi) yaşam çizgisi
life line
n.
37
General
(avuç içi) hayat çizgisi
lifeline
n.
38
General
(avuç içi) yaşam çizgisi
lifeline
n.
39
General
avuç dolusu miktar
maniple
n.
40
General
avuç dolusu
hantle [scotland]
n.
41
General
hasatta biçilen son bir avuç veya demet ekin
mell [dialect]
n.
42
General
avuç içinde akıl çizgisine paralel olarak uzanan ve kişinin duygu dünyasını ifade ettiğine inanılan çizgi
mensal line
n.
43
General
avuç içinde akıl çizgisine paralel olarak uzanan ve kişinin duygu dünyasını ifade ettiğine inanılan çizgi
line of heart
n.
44
General
avuç içinde, parmakların altında yer alan ve el falcıları tarafından mizaca ve kişisel özelliklere dair bilgi verdiğine inanılan küçük et çıkıntısı
mountain
n.
45
General
avuç dolusu
loofful
n.
46
General
avuç içinde bulunan bir çizgi
love line
n.
47
General
avuç içinde bulunan bir çizgi
heart line
n.
48
General
avuç içinde bulunan bir çizgi
line of heart
n.
49
General
avuç içinde bulunan bir çizgi
mensal line
n.
50
General
avuç dolusu
claut [scotland]
n.
51
General
avuç içi büyüklüğünde taş parçası
dornick
n.
52
General
avuç içi ile dokunma
palmation [obsolete]
n.
53
General
avuç içi miktarı
palmful
n.
54
General
avuç içinin aldığı miktar
palmful
n.
55
General
avuç içi ile vurma
palmie [dialect]
n.
56
General
avuç içiyle yapılan vuruş
palmie [dialect]
n.
57
General
(ceza olarak) avuç içine vurulan fiske
palmy [scotland]
n.
58
General
kuzey irlanda'da suçlunun avuç içlerinden vurulduğu bir ceza yöntemi
padre pio
n.
59
General
(el falcılığında kullanılan) avuç içindeki mızrak şekilli çizgi
island
n.
60
General
(el falcılığında kullanılan) avuç içindeki mızrak şeklinde çizgi
islet
n.
61
General
(el falında) avuç içinde dördüncü parmağın alt kenarına denk gelen kısım
percussion
n.
62
General
bir avuç şey
puckle
n.
63
General
avuç içi ile vurma
skelp [dialect] [uk]
n.
64
General
avuç içinde saklamak
palm
v.
65
General
avuç açmak
beg
v.
66
General
avuç açmak
cadge
v.
67
General
bir avuç toprak olmak
pass away
v.
68
General
bir avuç toprak olmak
die
v.
69
General
(eli veya ön kolu) avuç içleri görünecek şekilde döndürmek
supinate
v.
70
General
avuç içi kadar
poky
adj.
71
General
avuç dolusu
handfuls of
adj.
72
General
avuç içi kadar
very small
adj.
73
General
avuç içi aşağı dönük olan
prone
adj.
74
General
birden fazla türde parmaklara ve avuç içine sahip (el)
mixed
adj.
75
General
aşağıya veya vücuda dönük olan avuç içiyle kavrayarak yapılan
overhand
adj.
76
General
avuç içi aşağıya veya vücuda dönük şekilde oynanan
overhand
adj.
77
General
(el) avuç içi dışarı bakan
supine
adj.
Phrasals
78
Phrasals
(bir şeye) avuç avuç para dökmek
throw at
v.
Phrases
79
Phrases
avuç dolusu
by the handful
expr.
80
Phrases
bir avuç
by the handful
expr.
81
Phrases
bir avuç vakada
in a handful of cases
expr.
Idioms
82
Idioms
avuç içi kadar miktar
a tad bit
n.
83
Idioms
avuç içi kadar
no room to swing a cat [uk]
n.
84
Idioms
avuç içi kadar
no (or not) room to swing a cat
n.
85
Idioms
avuç içi kadar olmak
not have room to swing a cat
v.
86
Idioms
çuvalla/avuç avuç para harcamak
spend money hand over fist
v.
87
Idioms
avuç içi kadar yer
not enough room to swing a cat
expr.
Technical
88
Technical
avuç taşlama
angle grinding
n.
89
Technical
avuç taşlama makinesi
angle grinder
n.
90
Technical
eldivenden avuç içine geçen titreşim
vibration transmissibility of gloves at the palm of the hand
n.
91
Technical
avuç içi rende
block plane
n.
92
Technical
avuç içi büyüklüğünde
palm sized
adj.
Computer
93
Computer
avuç içi bilgisayar türü
crackberry
n.
94
Computer
avuç içi bilgisayarı
palmie
n.
Informatics
95
Informatics
avuç bilgisayarı
hand-held computer
n.
Telecom
96
Telecom
wap özellikli cep telefonu ve avuç içi bilgisayar gibi kablosuz özellikli cihazların genel ismi
the edge
n.
97
Telecom
avuç içi bilgisayar
palmtop computer
n.
Automotive
98
Automotive
avuç taşlama makinası
angle grinder
n.
99
Automotive
avuç içi bilgisayar
personal digital assistant
n.
Medical
100
Medical
avuç içleri yukarı bakacak şekilde
palms facing upwards
expr.
Anatomy
101
Anatomy
avuç içi
thenar
n.
102
Anatomy
avuç içindeki lop etlerden biri
mount
n.
103
Anatomy
brakiyal arterin dirsek altından başlayıp bilek çevresine ve avuç içine doğru uzanan kolu
arteria radialis
n.
104
Anatomy
avuç içi
vola
n.
105
Anatomy
serçe parmağının altındaki üç kas tarafından oluşturulan avuç içinin ulnar kısmı
hypothenar
n.
106
Anatomy
avuç içi
loof [obsolete] [scotland]
n.
107
Anatomy
avuç içinin bileğe en yakın kısmı
heel
n.
108
Anatomy
avuç içiyle ilgili
thenal
adj.
109
Anatomy
avuç içine ait
thenal
adj.
110
Anatomy
avuç içiyle ilgili
thenar
adj.
111
Anatomy
avuç içine ait
thenar
adj.
112
Anatomy
avuç içinin serçe parmağın altındaki çıkıntılı kısmına ait
hypothenal
adj.
113
Anatomy
avuç içinin serçe parmağın altındaki çıkıntılı kısmıyla ilgili
hypothenal
adj.
114
Anatomy
avuç içinin serçe parmağın altındaki çıkıntılı kısmına ait
hypothenar
adj.
115
Anatomy
avuç içinin serçe parmağın altındaki çıkıntılı kısmıyla ilgili
hypothenar
adj.
116
Anatomy
bir hayvanın ön ayağında insanların avuç içinin serçe parmağın altındaki çıkıntılı kısmına karşılık gelen yere ait
hypothenar
adj.
117
Anatomy
bir hayvanın ön ayağında insanların avuç içinin serçe parmağın altındaki çıkıntılı kısmına karşılık gelen yerle ilgili
hypothenar
adj.
Psychology
118
Psychology
avuç içi-alt çene refleksi
palmomandibular sign
n.
Pathology
119
Pathology
yetişkinlerde beynin ön lobunun hasar görmesi ile ilişkilendirilen, avuç içindeki dokunsal uyarıya yanıt olarak parmakların istemsizce bükülmesi
grasp reflex
n.
Parasitology
120
Parasitology
özellikle avuç içi ve ayak tabanında görülen bir egzama
pompholyx
n.
Gastronomy
121
Gastronomy
avuç dolusu
handful
n.
Agriculture
122
Agriculture
bir avuç tahıl demeti
reap [dialect]
n.
History
123
History
(armacılıkta) avuç içini gösterecek şekilde açık ve uzatılmış el figürü
apaume
n.
124
History
(armacılıkta) avuç içini gösterecek şekilde açık ve uzatılmış el figürü
appaume
n.
125
History
(armacılıkta) avuç içi gözükür şekilde açık ve uzatılmış el
appaume
n.
126
History
bir avuç tahıl
ripp [obsolete] [scotland]
n.
127
History
avuç dolusu miktar
maniple
n.
128
History
yaklaşık iki avuç ayasına denk gelen eski bir uzunluk ölçüm birimi
shaftment
n.
129
History
yaklaşık iki avuç ayasına denk gelen eski bir uzunluk ölçüm birimi
shathmont
n.
Sport
130
Sport
avuç içleri yüze dönük olarak barfiks çekmek
chin up
v.
Baseball
131
Baseball
beyzbol eldiveninin avuç bölümü
pocket
n.
Photography
132
Photography
avuç içine sığan küçük kayıt kamerası
palmcorder
n.
Latin
133
Latin
avuç dolusu miktar
manipulus
n.
Archaic
134
Archaic
bir avuç saç
top
n.
135
Archaic
bir avuç yün
top
n.
136
Archaic
bir avuç miktar
pugil
n.
137
Archaic
avuç açarak yaşamak
skelder
v.
Slang
138
Slang
bir avuç pislik
bouquet of assholes
n.
139
Slang
bir avuç serseri
bouquet of assholes
n.
140
Slang
bir avuç toprak
allotment
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of avuç avuç
×
Term Options
Proposer une traduction/Corriger
Français Anglais Dictionnaire
Espagnol Anglais Dictionnaire
Allemand Anglais Dictionnaire
Anglais Synonymes Dictionnaire
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy